Meral Okay, geçenlerde ölmüş. Muhteşem Yüzyıl adlı Osmanlılara ve dinî değerlere film icabı hakaret etmek, Osmanlıları gözden düşürmek ve bin yıllık intikamlarını Müslümanlardan almak için yapılan filmin yapımcısı ve senaristi imiş o kadın.
O kadın, aynı zamanda ateistmiş. Yakılmak istiyormuş. Bizim site de o kadının vasiyeti unutulmasın diye, o vasiyeti hatırlatmış. Kıyamet kopmuş tabii. Liberal muhafazakârlar, demokrat solcular, ateist şizofrenler kan kusmuş.
Meral Okay, konuşmalarına göre, ateist yani Müslüman değil. Yakılmak istemiş üstelik. Oysa sevenleri ona ihanet etti. Vasiyetini yerine getirmediler. Yapılan vasiyeti yerine getirmek bütün dinlerde önemli bir husustur.
Meral Okay’ın dediğine göre 1946 yılında yakılmak isteyenler için Ankara’da bir fırın yapılmış. Fakat hiç çalışmamış. Bu konuda devletimize büyük bir görev düşüyor. O fırını derhal faaliyete geçirin. Dinsizlerden, inançsızlardan yakılmak isteyenlerin istekleri yerine getirilsin.
Hükümet insan hakları ve diğer Avrupa kriterleri için zinayı nasıl suç olmaktan çıkardıysa insan hakları ve özgürlükler namına Avrupa’da olduğu gibi yakılmak isteyenleri yakacak, bu tecrübeyi bu dünyada yaşatacak fırınların faaliyete geçmesine izin vermeli. Hatta vasiyetini uygulamaya koymayan ölü yakınları cezalandırılmalı.
Diğer bir garip husus da Meral Okay’ın cenaze namazının kılınması meselesi. Kadın yakılmak istiyor. Fırına konulmak istiyor. Yakınları, sevenleri onu imamın önüne koyuyor. Bu nasıl ihanet böyle. Yakılmak isteyen veya ateist birine yapılacak en büyük kötülük onun cenaze namazını kılmaktır. İmamlar da bu vebalin altındadır. Hangi hakla böyle vasiyet sahiplerinin namazını kılıyorsunuz siz?
Ölüm-vasiyet-yakım işleri ile ilgili olarak ya Diyanet İşleri Başkanlığına genelge yayınlama yetkisi verilsin ya da hükümet bir kanun hazırlasın. Müslüman olmadığını söyleyen kişi, Müslüman’mış gibi camiye, imamın önüne getirilmesin. Bu insan haklarına, özgürlüklere, BM İnsan Hakları Beyannamesine aykırıdır. Avrupa normlarına terstir. Müslüman olmadığını deklare etmiş veya yakılmak istediğini vasiyet eden kişileri camiye getirenlere dava açılsın. Ölüye saygı gösterilsin. Böylece kimse kimsenin arkasından konuşmaz. Ölü de rahat bir şekilde Allah’a hesabını verir.
Ey ateistler!
Şunu iyi bilin ki cenaze namazı kılmak kültür ve gelenekle ilgili değildir. İslam’ın getirdiği bir uygulamadır. Örf değildir. Gelenek değildir. Allah’ın indirdiği son din İslam’ın emrettiği bir davranış şeklidir. Müslümanların cenaze namazı kılınır. Cenaze namazı kılmanın tek şartı Müslüman olmaktır.
Muhteşem Yüzyıl adlı diziyi yapanlara, bu diziye izin verenlere, bu dizide oynayanlara ağzı dualı ariflerimiz, hocalarımız, alnı secdeli ihtiyarlarımız sabahın seher vakitlerinde beddualar etmişti. Hatta işi daha da ileri götürenler her beş vakit namaz ardında bedduaya devam etmişti. Çünkü bu kötülük ne elle düzeltilebilirdi ne dille düzeltilebilirdi. Sadece buğz kalmıştı geriye. Bu buğzu da bütün haşmetiyle kullandılar. Harikulade şekilde kullandılar.