Hayyam’ın ‘kerhaneli’ tek sözü yok


Hayyam’ın ‘kerhaneli’ tek sözü yok

Murat Bardakçı bugünkü yazısında Fazıl Say’ınTwitter üzerinden Ömer Hayyam’ın satırlarına tepki gösterenleri Hayyam’ı bilmemekle suçlamasını kaleme alarak “Ömer Hayyam’ın piyanistin twit’inde söylediği bir sözü, rubaisi, şiiri, hatta tek bir satırı yoktur! Hayyam rübailerinin içerisinde “Sen meyhaneci misin?” yahut “Kerhaneci misin?” gibisinden bir ifade geçmez, bulamazsınız” dedi.
İşte Bardakçı’nın “Hayyam’ın kerhaneli tek bir satırı bile yoktur” başlıklı o yazısı:
HAYYAM’IN ARKASINA SIĞINDI
MÂLÛM piyanist yine bir iş yaptı, bu defa Ömer Hayyam’ı vasıta ederek Twitter’den İslamiyet ve inananlar hakkında tuhaf mesajlar gönderdi ve ortalığı birbirine kattı.
Piyanistin meyhane-kerhane kafiyeli mesajlarını burada tekrar etmeme lüzum yok… Ama, meselenin aynı şekilde önemli olan bir başka tarafı var: Bir zamanların harika çocuğunun bütün bunlardan sonra “Yazdıklarım bana ait değildir, Ömer Hayyam’a aittir” deyip tepki gösterenleri Hayyam’ı bilmemekle suçlamaya kalkması, yani Hayyam’ın arkasına sığınma hevesi ve etrafın da bu iddiayı yemesi…
Herşeyden önce şu hususu çok iyi bilelim: Ömer Hayyam’ın piyanistin twit’inde söylediği bir sözü, rubaisi, şiiri, hatta tek bir satırı yoktur! Hayyam rübailerinin içerisinde “Sen meyhaneci misin?” yahut “Kerhaneci misin?” gibisinden bir ifade geçmez, bulamazsınız. Rübailerin ne Farsça’larında, ne batı dillerine ne de Türkçe’ye yapılmış tercümelerinde böyle bir ifadeye rastlanmaz!
ÖYLE BİR GEYİK Kİ…
Piyanistin naklettiği sözlerin nereden geldiğini merak mı ettiniz? Söyleyeyim: İnternetten! Adamın biri oturmuş, Hayyam’ın adına böyle birşeyler gevelemiş, gevelediklerini internete koymuş ve sanal alemde okudukları herşeyi doğru zannedip Allah kelamı imişcesine sımsıkı sarılan cühela da bu edepsizlikleri Hayyam’a ait zannederek ve işlerine de geldiği için alıp sahiplenmiş ve tekrarlamışlardır! İşin aslı, faslı, işte bundan ibarettir. Ortada saçmasapan bir internet geyiği vardır ama eksantrik kafalar ve entelektüel olma sevdasındaki cühela, bu internet geyiğine hiç utanmadan ve de sıkılmadan sahip çıkmışlardır!
İşin acı olan bir başka tarafı daha var: Piyanistin twit’lerine karşı hakaret mesajları gönderen tarafın ve “Bu sözler meğerse piyaniste değil, Hayyam’a aitmiş” diye başlıklar atan basınımızın da Hayyam’ın böyle tek bir satırının dahi bulunmadığından haberdar olmaması ve internette dolaşıp duran aynı geyiğe inanması! Velhasıl sanatçısından entelektüeline, moderninden muhafazakarına kadar okumaktan ve araştırmaktan uzaklaşmış; ekranda beliren satırların tek bilgi kaynağı olduğunu zanneden tuhaf bir toplum olduk!
BİLİN VE UNUTMAYIN!
Buradan sonra yazacaklarıma “Hatırlayın” yahut “Unutmayın” sözleri ile başlamak isterdim ama meseleyi bilmediğimiz için unutmamamız yahut hatırlamamız da imkansız olduğundan, “Bilin” diye başlamak zorundayım…
Bilin: Ömer Hayyam sadece şair değildir, doğu kültüründe matematikçi ve analitik geometrici olarak çok daha önemli bir yeri vardır. Üçüncü derecede denklemlerin hallinde, 17. asırda yaşamış olan Descartes’a kadar Hayyam’ın geometrik yaklaşımından istifade edilmiştir. Ömer Hayyam’ın matematik ve geometri konusunda kaleme aldığı bazı eserler bugün elyazması olarak elimizdedir, bunların bir kısmı zaten basılmıştır ama “rubai” dediğimiz dörtlüklerin hakikaten ona ait olup olmadığı yahut hangisinin onun, hangisinin de düzmece olduğu meselesi hala karanlıktır.
Hayyam’a atfedilen şiirlerin doğu dünyasında Hafız’ın yahut Sadi’nin eserleri kadar revaç bulmamasının ve elyazmalarına az rastlanmasının sebebi de hem bu karışıklık, hem de şaire atfedilen düşüncelerin İslam toplumunda benimsenmemesidir. Türkçe’deki ilk ciddî Hayyam tercümeleri de bu yüzden 20. asırda yapılmışlardır.
Yine, aynı şekilde bilin: Ömer Hayyam’ın batıdaki yıldızı, temelleri 19. asırda Avrupa’da atılan varoluşçuluk felsefesi doğrultusunda ve Edward Fitzgerald’ın yaptığı rübailerin meşhur İngilizce tercümesi ile parlamış, varoluşçuluğun İkinci Dünya Savaşı sonrasında daha da bir revaç bulmasıyla Hayyam’a atfedilen dörtlükler daha da bilinir olmuştur. Hayyam’a maledilen dörtlükler, şöhretlerini işte bu varoluşçuluk akımına borçudurlar.
Meselenin aslı ne, bizim sanatçılarımız, aydınlarımız ve de muhafazakarlarımız neredeler! Ne kadar güzel değil mi?


Yayınlanma Tarihi: 09 Nisan 2012

Kategori: Genel

Görüntüleme: 434 Defa

Etiketler:


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Türkiye nin en iyi sözlerinin bulunduğu sitemize hoş geldiniz.